bayrama girerken...

Bir mübarek bayramı daha karşılarken...

Değerli kardeşlerim bugüne kadar benzerini yaşamadığımız bir ramazan geçirdik ve şimdi de yine değişik bir bayramın arefesindeyiz. Görünürde sessiz sedasız coşkudan uzak garip bir Ramazan gibiydi ama içe yolculuk yapanlar için Allah'ın izniyle öyle olmamıştır diye umuyorum. Lüks ve çeşitli iftar sofralarının yerine fakirlerin doyurulduğu bir ramazan olduysa, oruçlu olmamıza rağmen akraba eş dost bir aradayken kendimizi tutamadığımız gıybet ettiğimiz sohbetlerin yerine faydalı sohbetlerin dinlenildiği ortak olunduğu bir ramazan olduysa ki birçok kardeşimin ifadesiyle şahidim. Biz buna buruk diyemeyiz. Ve şimdi değişik bir bayram karşılama halindeyiz. Her zamankinin aksine kimse kimseyle görüşmeyecek bayramlaşmalar sanal ortamlarda olacak lakin yine de ne olursa olsun Bayram ruhu diri kalacak Neden mi ???
Bize bu Bayramı kim ilan etti ?

30 günden beri kimin emriyle oruç tuttuysak O ilan etti !!! Peki bu durumda bizim Ramazan'a oruca itiraz lüksümüz olmadığı gibi bayrama itiraz lüksümüz olabilir mi ? Asla!!! Madem Rabbim,bayram edeceksiniz buyurdu başım gözüm üstüne... Yoktur ötesi... Çünkü biz 30 günden beri Rabbimizin kalkın dediği yerde ve zamanda kalktık ne Hiç alışkın olmadığınız bir vakitte yemek yedik. Yine 30 gün o emretmeden bir saniye önce dahi bir yudum su bir lokma ekmek yemedik. Tüm bunlar kim adına oldu ? Alemleri yaratan Allah adına... Peki Bayramı kim adına kim emretti diye kutlayacağız yine alemlerin rabbi olan Allah emretti diye orucun emriyle bayramın emri arasında bir fark var mıdır ??? Ya da şöyle bir lüksüm olabilir mi hiç Bayram gibi değil kutlamak istemiyor canım yok dostlar öyle garip işimiz yok bizim.
Değil coronadan dolayı birkaç aylığına eve kapanmak Allah Rasulü'nün bir bayram değil neredeyse her bayramını bizim tabirimizle zehir edecek kadar büyük acılar yaşamasına rağmen hangi bayramı buruk coşkusuz geçirdiğine ve sahabeyi mahzun ettiğine şahidiz. Hz Aişe radıyallahu anha şöyle anlatır;
"Bir grup habeşli bir bayram günü mızrak ve kalkanları ile gösteriler yaparken raks eder gibi oynuyorlardı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem beni çağırdı başımı O'nun omuzuna dayadım bu vaziyette onların harp oyununa bakmaya başladık. Ta onlara bakmaktan ilk vazgeçen ben oluncaya kadar."Müslim salatü'l ideyn - 20

Bu olay yaşanıncaya kadar Allah Rasulü'nün yaşamış olduğu acıları ve hasreti , özlemi bir düşünelim ((Yukarıda anlatılan Hz Ayşe annemizle arasında geçen olay yaşanıncaya kadarki zaman içerisinde efendimiz sallallahu aleyhi vesselam annesini, babasını, dedesini, amcasını, eşini iki oğlunu bir kızını sevdiği sahabelerden bir kısmını ahirete uğurlamıştı. Ve sonrasında kızlarından ikisini daha yine bir oğlunu, amcaoğlunu kızlarının çocuklarından birini kaybedecekti. Fakat bunların hiçbiri bayrama gölge düşürmemişti...) Şimdi Rasulullahsallallahu aleyhi ve sellem'ın bayrama olan tutumunu tekrar gözden geçirelim. Ve anlayalım ki bu bayram;

Anasını kaybedenin de bayramı çünkü Rasulullah öyleydi...

Babasını kaybedenin de bayramı çünkü Rasulullah öyleydi...

Evladını kaybedenin de bayramı çünkü Rasulullah öyleydi ...

Bu cümleler uzar gider. Değil halihazırda yaşadığı acılar Allah Rasulü kendisinden sonraki dönemin bilgisi ona verilmesine ve en bariz örnek olarak Hz Hüseyin'i öpüp koklarken onun şehit edileceği bilgisine haiz olmasına rağmen müminlerin bayram neş'esinde en ufak bir değişiklik yaşatmamıştır onlara. İslam coğrafyası olarak acılar yaşıyoruz şehitler veriyoruz ve bu yıl bambaşka bir bayram bambaşka bir ramazan geçiriyoruz lakin bunların hiçbirisi Allah'ın emrettiği Rasulullah'ın ve sahabenin bihakkın icra ettiği bir Bayramı yaşamamıza engel değil hiçbirimizin diğerinin enerjisini sömürerek bayramsa bayramınız mübarek olsun deyip karamsarlığa itmeye bir düşünürün söylediği gibi koşmamış ama yorulmuş atlar gibi bitap üzgün elini hiçbir şeye atamayan insanlar topluluğu haline getirmeye hakkı yok. Acılar üzüntüler hayal kırıklıkları tüm bunlar bizi öldürmediyse güçlendirecek. İşte tam da bu yüzden bayramdır ve bayramımız mübarek olsun.
Peki neler yapılacak bayramda yine hadisler ışığında kısaca göz atalım;
Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya eden kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez. (İbni mace, taberani)
Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez; recep'in ilk cuma gecesi şabanın 15. Gecesi cuma gecesi Ramazan ve Kurban Bayramı gecesi (ibni asakir)
Rahmet kapıları 4 gece açılır;
O gecelerde yapılan dua ve Tevbe reddolunmaz Ramazan Bayramı'nın ve Kurban Bayramı'nın birinci geceleri, şabanın 15. Gecesi ve arefe gecesi
(isfehani)

Yani kutlama geceden başlayacak Biz af için yalvaracağız ve İnşallah gönüllerimizde affolunmanın sevinci ile sabahlayacağız.

"Bu günümüzde yapacağımız ilk şey namaz kılmaktır"(Buhari ideyn 3)
Dua ve istiğfarla noktaladığımız gecemizin sabahına namazla başladık neden Çünkü bittiği yerden başlar, geceyi güzel noktalayalım ki sabaha güzel erelim. Peki bu bayramın sabahı nasıl olur Allah Rasulünden dinleyelim;
Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler;
Ey müslümanlar topluluğu keremi bol olan rabbinizin rahmetine koşunuz o bol iyilik ve ihsanda bulunur Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir Siz gece ibadet etmekle emrolunduğunuz ve emri yerine getirdiniz gündüz oruç tutmakla emrolunduğunuz orucu tuttunuz ve rabbinize itaat ettiniz mükafatını zı alınız bayram namazı kılındıktan sonra bir münadi şöyle seslenir dikkat ediniz Müjde size rabbiniz sizi bağışladı evlerinize doğru yola ermiş olarak dönün bayram günü mükafat günüdür bugün Sema aleminde mükafat günü olarak ilan edilir
(tergib ve terhib 2 /332)
Göklerde Bayram ilan edileni yerde hüzün kılacak var mıdır ? Buna kimin gücü yeter ?
 

Ebu Hureyre anlatıyor Resulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur bayramınızı tekbir getirmek suretiyle süsleyiniz.
(Tergib ve terhib)

Bu durumda Bayram sabahı evlerimizde tekbirler yükselsin sayın ki Kabe'deyiz. Neden olmasın ?Mevla Kerimdir... Çocuklarımız dolu dolu yaşasın o coşkuyu Rabbimizi yüceltmenin bizi bayrama erdirene şükretmenin en güzel yollarından biri olsun. Ve böyle olsun ki bayramlar yeme-içme ve Allah'ı zikretmek günleridir hadisini daha iyi kavrayalım iş sadece yeme içmede kalmasın zikrullah ihmal edilmesin.
Hatta bayram namazı namazgaha çıkmak Allah'ı zikretmek gibi fiillerde Allah Rasulü'nün uyguladığı gibi kadın erkek ayrımı yapılmadan şu anda Mescidi Haram'da ve Mescidi Nebevi'de uygulanmaya devam ettiği gibi bayram namazları kadın-erkek çoluk-çocuk coşkuyla kılınsın. Bu bayram belki yapamayacağız ama önümüzdeki bayrama niyet olsun inşallah.
Ve son olarak belki de bayramın icrası en zor vazifelerinden biri; dargınlığın bitmesi küslerin barışması. En büyük sevaplar nefse en ağır gelen işlerdedir unutmayalım.
Din kardeşiyle üç günden çok küs durmak caiz değildir 3 gün sonra onunla karşılaşırsa ona selam verip hatırını sormalıdır o kimse selamını alırsa sevabı ortak olur selamını almazsa günaha girer lakin selam veren küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur (Ebu Davud)
Rabbim gönlümüzde müminlere karşı kin bırakmasın. Affolunmuş ve arı duru bir gönülle Bayram sabahına uyanmak duasıyla Allah'a emanet olunuz.

Haktan Bilen


 

Seviker
Yükleniyor...