talibim namazlarını aksatıyor,kararım ne olmalı?
SORU:
Selamun aleykum hocam. Bir arkadaşım var ilahiyatçı bizim gibi. Kendisine talip olan biri var özel bi inşaat şirketinde çalışıyor. İşleri çok yoğun olduğu için namazlarını dört dörtlük kılamıyor. Yazları ezan geç vakitlerde okunduğu için sadece öğleyi kaçırıyor diğerlerini kılıyor ama kışları nerdeyse hepsini kaçırıyor çalıştığı yerde hep çamur inşaat olunca çoğunlukla kılamıyor. Arkadaşım da namaz konusunda dikkatli ve aksatmıyor. Böyle olunca da gencin namazı kızın aklına takılıyor. Sizce bu ciddi bir sorun diye düşünüp vaz mı geçmeli yoksa genç muhakkak düzene koyacağını söylüyor buna bakıp devam mi etmeli?
CEVAP:
Ve Aleykümselam değerli kardeşim. Öncelikle bir ilahiyatçı olarak nikahlanılacak kişiler arasında tercih sebebimizin öncelikli olarak dindar olması gerektiği hadisini hatırlatmama gerek yoktur diye düşünüyorum. ''Dindar olanı seç ki ellerin bereketlensin.'' Fakat burada farklı bir durum var sanki adayımız dindar, namazını kılıyor fakat bir kısmını aksatıyor. Burada öncelikle dikkat etmemiz gereken şey bu konuda tamam ya da devam şeklindeki nihai karar tarafların kendisine aittir biz sadece onlara hadis-i şerifleri hatırlatarak yardımcı oluruz. Burada gözden kaçırdığımız iki hadis-i şerifi dile getirerek soruna çözüm bulmaya çalışalım. Namazı kaçırmakta mazur görülecek sebepler arasında işten güçten fırsat bulamamak değil düşman taarruzunda fırsat bulamamak vardır orada dahi korku namazı diye bir namaz vardır ve o namazda ordunun bir kısmı savunmada bir kısmı namazda olması gerekir.
"Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin sizi gafil avlamalarından korkarsanız namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır.
Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman onlardan bir bölük seninle beraber namaza dursun, silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secde ettiklerinde ötekiler arkanızda olsunlar, sonra henüz namazlarını kılmamış bulunan (bu) bölük gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve bunlar da ihtiyat tedbirlerini ve silâhlarını alsınlar. Kâfirler isterler ki, siz silâhlarınızdan ve eşyanızdan gafil (uzak ve unutmuş) olasınız da üzerinize ansızın bir baskın yapsınlar! Eğer yağmur yüzünden bir zarar görürseniz veya hasta olursanız silâhlarınızı bırakmanızda size bir günah yoktur. Yine de ihtiyat tedbirinizi alın! Allah elbette kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır."
(Nisa 101-102)
Namazı kazaya bırakmayı gerektirecek sebepler arasında ebenin, annenin ve bebeğin ölümünden korkması, burada görevini terk ettiği takdirde doktorun hastasının hayatını kaybetme endişesi galipse bu da dahildir. Savaş sırasında düşmandan fırsat bulamamak yukarıda bahsedildiği şekilde bir korku namazı imkânına rağmen o fırsatı dahi bulamamak bir de namaz vakti girdikten sonra bile bile uyumamak şartıyla uyuyakalmak.
Uyuyakalmak ile ilgili şu hadis-i şerifleri gözden geçirelim.
“Dikkat edin! Sizin için, bende bir örnek vardır.” (Sonra sözlerine şöyle devam etmiştir:) “Dikkat edin! Uyku sebebi ile namaz kaçırmakta bir kusur yoktur. Kusur, ancak namazını başka namazın vakti gelinceye kadar kılmayan kimsede vardır. Binaenaleyh bu uyuyup kalma işi kimin başına gelirse o kişi uyandığı zaman o namazı kılıversin! Ama ertesi gün, o namazı her zamanki vaktinde kılsın!…” (Müslim, Mesâcid, 311 (681)
"Her kim bir namazı unutursa hatırladığı zaman onu kılsın. Namazın bundan başka keffareti yoktur." (Buhari, Mevakit, 36)
Bunun dışında amir - memur ilişkisi sebebiyle namazı kaçıranlar için şöyle buyurulmaktadır;
Yönetilen (memur) kul namazından hesaba çekilecektir. Şayet namazında bir eksiklik olursa ona "eksik yapmışsın" denilecek. O da şöyle diyecek; "Yarabbi beni namazımdan alıkoyan bir yöneticiyi bana musallat kıldın". Yüce Allah ona; onun imkânlarından kendin için bir şeyler aşırdığını gördüm.(yemek vakti ve diğer ihtiyaçlar için örneğin sigara molası) neden kendi amelin veya onun amelinden kendine bir şeyler aşırmış olmayaydın? Buyuracak bu şekilde de ona karşı yüce Allah hüccetini ortaya koyacak. (İmam Ahmed ve cem'ul fevaid namaz kitabı 990)
Bu konuyla ilgili olarak ne zaman böyle bir konu açılsa bahsetmeden geçemeyeceğim şu hadis-i şerifi zikrederek namazın kazaya bırakılmasının ne büyük vebal olduğunu hatırlatarak bu bölümü bitireyim;
İbni Abbas der ki" gözlerimden rahatsız olunca bana dediler ki birkaç gün birkaç vakit namazı bırakırsın ve seni öyle tedavi ederiz." Dedim ki "hayır çünkü Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki her kim namazı terkederse yüce Allah'ın gazabına uğramış bir şekilde huzuruna çıkar" (bezzar ve cem'ul fevaid 989)
Tabii burada bir başka şeye daha dikkat çekmek gerekiyor üstü başı çamur içinde olduğundan namaz kılamıyor şeklinde bahsetmişsiniz fakat kanalizasyon karışmış bir çamur olmadığı sürece saf çamur inşaat harcı vesaire bunların hiçbiri namaza engel olacak pislikler değildir bunların bulaştığı bir elbise ile namaz kılınmasında hiçbir sakınca yoktur. Yine dikkat çekmemiz gereken bir başka mesele de şayet gerçekten namazı sünneti ile nafileleri ile kılacak vakti yoksa tamamen kazaya bırakmak yerine farzını kılacak kadar bir zaman açmak. Çünkü zaten kazaya bıraktığında sadece farzını kılacak üstelik geçerli bir mazeret olmaksızın bıraktığından dolayı vebal alarak kazaya bırakılmış bir namazın farzını kılacak öbür türlü ise vaktinde farzını eda etmiş olacak.O yüzden vaktini geçirip farzını kılmak yerine vakit içerisinde farz kılacak kadar bir zaman açmak gerekirse yemeğinden gerekirse diğer ihtiyaçlarından kısarak bu işi yapmak evlâdır.
İnsanlar bazen bilmediklerinden hataya düşerler belki bu genişlikten haberdar olsalar çamurun necaset olmadığı namazın sadece farzını kılarak da eda edilmiş olacağı gibi... O zaman kazaya bırakılan namazların sayısı oldukça azalırdı. Burada bir sünneti terke teşvik yok yanlış anlaşılmasın sünneti ile kılamıyorum bari kazaya bırakayım kazayı bırakınca da sadece farzı kılayım şeklindeki bir hatanın düzeltilmiş şeklidir bu durum. Rabbim farzı ile sünneti ile huzur içerisinde kılınacak namazlar nasip etsin ama hiçbir zaman basit sebeplerle ki bu sebep dünyanın tamamı da basittir aslında... Bir canın helaki tehlikesi olmadığı sürece namazın kaçırılmaması gerektiğini bilincine varmaktır.
Rabbim cümlemize namaz bilincini kuşanmayı ve namaz bilincini kuşanmış salih eşler ve salih evlatlar nasip etsin...
Bir sonraki yazıda buluşmak duasıyla Allah'a emanet olunuz.
Haktan Bilen