HOCAM BAŞIMI AÇMAK İSTİYORUM...

Selamünaleyküm değerli dostlarım bugün "kendini bir çıkmazın içinde birisi" şeklinde ifade eden değerli bir gencimizin sorduğu sorular ve benim ona sorduklarım şeklinde gelişen diyalog çerçevesinde bir soru zinciri eşliğinde belli bir yaşa kadar örtü ile geldikten sonra örtüyü açmak isteyen dostlarımızın sorusuna cevap arayacağız sizden ricam soru-cevap kısmını da sabırla okumanız;

SORU:
Kendimi taniyamiyorum. Düşüncelerim degismeye başladı. Bu durumdan memnun değilim. Ama onune de gecemiyorum. Her geçen gün imanım zayifladi. Önceden Allah'ın geçtiği her kelimeye dikkat ederdim. Ama artık Allah ile mizah yapılsa bile zoruma gitmiyor. Örtüyü istemiyorum. Ama örtüyü istememeyi de istemiyorum. Kendime soruyorum neden diye ? Ama sebep bile bulamıyorum. Olmuyor işte. Hiçbir alakası yokken sanki herşeyin sebebi oymus gibi geliyor. Saçma ama bilmiyorum işte. Anneme anlatmak istemiyorum. Yoruldu artık. Onu üzmek istemiyorum a yaptığım her şey ona bağlanıyor. Kimseye nasıl hissettiğimi anlatamıyorum. Anlamıyorlar. Dua ediyorum ama içten değil onu da biliyorum. Söylediğim kişiler çevreni degistir diyor ama eskisi gibi çevrem yok bir arkadasim var ve o benim zıddıma örtüyü seviyor. Benim gibi değil. Hatta sorun örtü değil sorun her şey. Namaz,örtü, diğer ibadetler sünnet hepsi. Hatta en önemlisi İslam'ın inandirici kısmıni düşünüyorum sürekli. İnanmak için sebeplere bakıyorum hepsi sıradan geliyor. Çoğu şey saçma gelmeye başladı. Nefis diyorlar ama değil işte ya kendi düşüncem nefis kışkırtması değil örtünmek istemiyorum neden istemediğimi de bilmiyorum. Beni anlayacağınızi düşündüm sanki örtündükçe dinden soğuyormuşum gibi hepsinin nedeni oymuş gibi. Kuran dinledikten sonra gözlerim dolardı. Artık etkilemiyor bile. Annemin dinlediği ilahiler kulağımı kanatıyor sanki . Sırf annem üzülmesin diye bunları ona anlatmıyorum sirf o üzülmesin diye yapıyormuşum gibi açıl diyor ama buna çok üzülüyor ve yapamayacağımı düşündüğü için diyor. Artık gözden çıkarmis gibi öfkeyle diyor. Kendini nasıl iyi hissediyorsan öyle yap dese tebessümle o an yaparım mesela ama o yapamayacağımı düşünüyor benden beklemiyor. Onun üzülmesine dayanamıyorum ama onu en çok üzen de benim onun harika bir anne olduğunu ona hissettiremiyorum. Namazı kıldıktan sonra o örtüyü cikarinca rahatlıyorum sanki. O namazı kılarken huzursuzluğum iki katına çıkıyor.

CEVAP:
Çünkü o düşündüğün şey bir çırpıda vazgeçilecek bir şey değil.

SORU:
Bir çırpı değil hocam 3 yıl oldu. 3 yıl bir çırpı olur mu?

CEVAP:
O zaman sen önce örtünme kararını alırken acele etmişsin doğru mu anladım?

SORU:
Evet çünkü 10 yasindaydim

CEVAP:
Peki bunu sen mi karar verdin ailenle yani zorla mı oldun?
SORU:
Beşinci sınıfta kursa gidecektim ailemdeki herkes kapalı büyük hevesle istedim. Sordum anneme sadece bir kez kapaniym mi diye kapan dedi.
CEVAP: Ama bak teklif senden gelmiş. 
SORU:
Hocam 10 yaşındaydım.Heves ettim.
Küçüktüm.
SORU ` 
Güzel kızım bir de şöyle baksan; o yaşta bile doğru kararı verebilmişsin.

CEVAP:
 Örtünün doğru olan olduğunu biliyorum da
ama sadece biliyorum.
 CEVAP: 
Öncelikle şu anda lise sıralarında olan bu gencimizi takdir ediyorum. Ben yaptım oldu dememiş istişareyi önemsemiş. Derdini anlatacak doğru insanlar bulmak için gayret etmiş. 
Adım adım sorularına cevap bulmaya çalışalım öncelikle "kendimi tanıyamıyorum" cümlesi ile başlayalım. İnsan nasıl kendini tanımaz hale gelir bakın rabb'imiz bu konuda bize nasıl sesleniyor?
"Allah’ı unutan, bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın."
(Haşr-18) 

Demek ki insan Rabbini unutmaya başlayınca O'nu gündemden çıkarınca kendini de unutmaya başlıyor... Bunu toparlayabilmenin bir tek yolu var: Rabbini hatırlamak gittiği her yere onun zikrini taşıyabilmek. Çünkü insan, Rabbini unuttuğunu sanır, rabb'inin emirlerini unutmak ister ama asıl unuttuğu kendisidir.
Fakat gençlerimiz için şöyle bir mevzu var. 4 -6 yaş grubunda iken Kur'an öğrensinler ezber yapsınlar diye kendimizi neredeyse helak ettiğimiz çocuklarımız 7.-8. sınıfa geldikleri zaman tam bir sınav makinasına dönüşüyorlar doğal olarak çocukların değil dış dünyaya kendilerine bile ayıracak zamanları kalmayınca işte o zaman çöküş başlıyor tek hedef sınav ve derece...Bugün imanım zayıfladı önceden Allah'ın geçtiği her kelimeye dikkat ederdim şimdi Allah ile mizah yapılsa bile zoruma gitmiyor demişsin.
Öncelikle şu an bunları danışıyor olman bile hala rahmetli Sezai Karakoç'un  "Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır."  Sözünde olduğu gibi ümit kesilecekler listesinde olmadığını görüyorum. Fakat görüyorum ki sendelemişsin. Unutma ki doğru sarsılır ama yıkılmaz. Sen de bir sarsıntı geçiriyorsun bunu sağlamlaştırmanın yollarına bakmak lazım. Kendine temiz bir çevre edinmen bu temizliği öncelikle kendinden başlaman Allah ve onun dini ile dalga geçmeye çalışan insanlardan, öyle bir çevreden uzak durman üzerine bulaşan kiri tozu arındıracak havuzlar oluşturman lazım. Gerçi sen bir arkadaşım var zaten başka bir arkadaşım da yok o da benim gibi düşünmüyor yazmışsın. Bir çiçekle bahar olmaz ama bir çiçek baharın habercisidir. Evet tüm bunlar tek başına yapabilmeniz zor gözüküyor bu konuda biz büyüklere de çok iş düşüyor lakin şunu unutma "yalnızlık kötü arkadaştan iyidir, iyi arkadaş da yalnızlıktan iyidir." (Müsnedi şihab)   İlla çevre edineceğim diye etrafını senin zihnini bulandıracak insanlarla örme. Anneme anlatamıyorum demişsin. Ama şunu unutma ki annenden başka anlattıklarının çoğu sana hep dışarıdan bakacaklar ama annen senin saçının teline ne bu dünyada ne de ahirette zarar gelmemesi için yürekten bakacak olaya... Dua ediyorum ama içten değil onu da biliyorum demişsin. Duaya devam et çünkü bizler ilacı öncelikle sevdiğimiz için değil bizi Allah'ın izniyle iyileştireceği için kullanırız. Her doğruyu severek yapamayabilirsin bu imtihandır zaten birçok doğrunun başı acı sonu tatlıdır. Zaten hepsi tatlı gelseydi imtihanın ne anlamı olacaktı? Öyle değil mi? 
Sorun örtü değil ama o görüntüde olduğundan görünürdeki en büyük sorun gibi düşünüyorsun çünkü etrafındakiler de öyle düşünüyor seni anlıyorum. Fakat sakın çıkarınca rahatlayacağını düşünme çünkü şeytan önce günahı işletinceye kadar zorlar işlettikten sonra affedilmeyeceğin hissine kaptırıp ümitsizliğe sürükler... O bu şekilde hileler kurar. Hz Yusuf'un kardeşlerine Yusuf'u öldürün sonra tevbe edip iyi insanlardan olursunuz şeklinde fısıldayan da şeytandı. Zaten bize direkt olarak günah işle karşılığında da Ateş var dese çoğunuz yanaşmazdık ki. Lisedeyken bir  arkadaşım da şöyle demişti; bazı insanların namaz kılarken heyecandan bu dünyada değilmiş gibi kılmaları beni cezbediyor ben ancak namazı özlersem bu şekilde yapabilirim acaba bir süre bıraksam sonra başlasam nasıl olur? İşte tuzaklar böyle kurulur fakat bu düşünceye kapılanlar O yola çıktılar mı geri dönüşü o kadar kolay olmuyor. Hz. Yusuf'un kardeşlerinin tövbe etmesi 30 yılı buldu... 
Sadece örtü değil tüm ibadetler için bu şekilde fakat bizim burada gözden kaçırdığımız nokta Abdullah ibni Mesud'un (radıyallahu anh) dediği gibi;

Uzun bir ömür sürdüm. Bizim her birimize Kur’ân’dan önce iman veriliyordu. Sonra öyle insanlar gördüm ki, onlara imandan önce Kur’ân veriliyor, o da Fatiha’dan sonuna kadar onu okuyor, ama ne emrettiğini, neleri yasakladığını ve nelerin bellenmesi gerektiğini bilmiyor.”
İşte bugün biz bu yanlış metodu izliyoruz çocuklarımıza ve çevremize imanı anlatmadan Kur'an'ın ezberini yurtlarda hızlandırılmış hafızlık programlarını önceliyoruz maalesef...
6 yaşında bir çocuğun gökyüzüne ağaca yaprağa dikkatle bakışı ezberlemiş olduğu bir dua kadar dikkatimizi çekmiyor. Halbuki yaratıcıya işaret eden kevni ayetleri birlikte okumak o çocuğun hızlı bir ezber programına girmesinden daha önemli ve öncelikli idi. 
Fakat bununla birlikte buraya kadar gelmişsin yolun ortasındayken geçmişten aldıklarını bir kenara bırakıp hiç tanımadığın yaşam tarzı ile yoluna devam etmek yerine eksiklerini tamamlaman daha doğru bir davranış olacaktır diye düşünüyorum. 10 yaşında hızlı bir karar aldım sözüne gelince;
Yavrum ben seni tebrik ediyorum Hz Ali radıyallahu anh'ın babasına sorma ihtiyacı dahi duymadan iman ettiği yaştaymışsın. Aslında fıtratının bozulmadığı doğruyu eğriden ayırmak için en uygun yaşlardır bunlar hem çocuksu masumiyetin hem kirlenmemişliğin ve bu kirlenmemişliğin vermiş olduğu etki ile dışarıdan negatif bir müdahele olmadığı sürece akı karadan ayırabilmenin diğer yaşlara nazaran daha kolay olduğu yaşlardır. O yüzden kararı verdiğini yaşı küçük görme çünkü ben kendi adıma söyleyeyim o yaşı hiç küçük görmüyorum.
Zaten  Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de o yaşın çocuklarını hiç küçük görmemiş Hz Ali'yi en yakınına almış, Enes radıyallahu anh'ı yine aynı yaşlarda bizzat evinde büyüterek dinin inceliklerini ona aktarmıştır. Bu listeye Abdullah ibni Abbas ı da dahil edemeden geçemeyiz. O yüzden karar verdiğin yaşı küçümseme...
Örtüyü açmak istediğini açarsan rahatlayacağını yazmışsın. Şeytanın hileleri ile ilgili kısmını yukarıda kısmen anlatmaya çalıştım ama bu cümlelerime şunları da eklemek isterim. Öncelikle mutlaka bunu konuştuklarının çoğu sana şu hadis-i şerifi söylemiştir: "Sebep olan yapan gibidir." (Hadis-i Şerif) yani senden sonra gelecekleri düşün seni örnek alacak olanları düşün en başta kardeşlerini düşün çünkü evin büyük çocuğusun "büyük çocuğun kardeşleri üzerindeki sorumluluğu babanın evlat üzerindeki sorumluluğu gibidir" buyuruyor Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem tabii sorumluluk kadar hak ettiği saygı da bu şekildedir. Yani küçüklerinin de ona o saygı göstermesi gerekir. Bizim toplumumuzda özgürlük adı altında büyük küçük herkes istediğini söyleyebilir istediğini yapabilir hikayesi yayılmadan önce bizim toplumumuzda da böyleydi. Abi, baba vekili Abla, anne vekiliydi... Sonra bir özgürlük furyası çıktı ve çoğumuzu saygıdan ve o kaybolunca küçüğe sevgi ve merhametten uzaklaştırdı. Halbuki özgürlük istediğin gibi yaşamaktan değil seni ahirette tehlikeye atmayacak şekilde yaşamaktan geçiyordu. Bütün iş bitirilince şeytanın söyleyeceği söz şuydu:
Allah’ın hükmü yerine getirilince şeytan şöyle der: “Şüphesiz Allah size gerçek bir vaadde bulunmuştu; ben de size bir söz verdim ama yalancı çıktım. Aslında benim sizi zorlayacak gücüm yoktu; benim yaptığım size çağrıda bulunmaktan ibaretti; siz de benim çağrıma uydunuz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Ben daha önce, beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim.” Doğrusu zalimler için elem verici bir azap vardır. (İbrahim 22)
Bu kadar işte bu kadar kolay sıyrılıverecek işin içinden...
Bundan sonra asıl söylemek istediklerime gelince
Başını açman demek sadece örtüyü çıkarıp atman değil başının üzerinde taşıdığın İslamın şerefli bayrağını "gönder"den indirmen demektir. Seni aslında özgür kılan şey o sancak idi. Çünkü özgürlüğün sembolüdür bayraklar. Yürek ülkeme hükmeden Rabbimin emridir mesajının dışa yansıyan kısmıdır. Burada "gönder" (bayrak direği) sensin. Ve bu şerefli sancak öyle bir iki dürtüyle yıkılacak gönderlere çekilmez. Çelikten bir gönder olmalı... O yüzden ben o kadar sağlam değilim deyip "gönder"i yıkmak yerine o "gönder"i sağlamlaştırmak lazım ki öyle hemen birkaç tekmeyle yumrukla yıkılıvermesin. Ben sende bu azmi görüyorum sadece şu anda direncini farklı yönde geliştiriyorsun o kadar... Bir Gaziantepli olarak Şehitkamil'in şehadet sebebini hatırla ve aziz hatırasına sahip çık. Unutma ki Şehitkaml'in anasının peçesine sahip çıkmak için kalbinden süngülenerek şehit düştüğü yaştasın. Yaklaşmakta olan 25 Aralık Anteb'in kurtuluş günü vesilesiyle aziz hatırasını bir kez daha hayırla yad ediyoruz...
 Teksas'tan hakikate yolculuk kitabının yazarı kıymetli Najla Tammy Kepler henüz Müslüman olmadan önce örtüye bakış açısını anlatırken "başımı örttüm aynaya baktım ve kendimde asil kadınların görüntüsünü hissettim. Çünkü bugüne kadar büyük gördüğüm, anlamlandırdığım kim varsa başta Meryem Ana olmak üzere hepsi örtülüydü... Henüz Müslüman olmadan önce örtüyü sevdim ve ondaki asaleti fark ettim" diyor... Bakın bu henüz müslüman dahi olmayan birinin kurmuş olduğu tarafsız cümleler.
Belki aklında şu gelecek başka sembolü yok mudur İslam'ın elbette vardır zaten yüreğe giydirilmemiş bir örtünün vücuda giydirilmesi kafi gelmeyecektir. O yüzden önce o örtünün yüreğe giydirilmesi takva libasına bürünülmesi gerekir ki örtü hem içte hem dışta anlam kazansın. Fakat bu böyle değil diye çıkarıp atmak çözüm değildir yarayı görmezden gelerek değil tedavi ederek çözüme kavuşturursun. Görmezden geldiğinde ancak mikrop kapıp enfeksiyonun bütün bedeni, günah mikrobunun da bütün ömrü kaplamasına sebep olabilirsin. Tüm bunlara rağmen sağlam bir tevbedir her şeyi çözecek olan Allah'ın izniyle...
Bir de şu husus var tabii;
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin "Allah'ım ümmetimin örtülü kadınlarına rahmet et" (terğib ve terhip) duası. Dikkatimizi çeken Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin günahkar olanlara beddua etmemiş olması fakat itaat edenlere özel bir dua da bulunuyor. Herkesten dua isterken Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin duasından kaçınmanın bir anlamı yok öyle değil mi ne dersin ?O'nun duasının başımızın üzerinde yeri var desek yeridir. 
Bazen sana örtülüleri de gördük diyecekler ama sen insanlara bakıp emri değil emre bakıp insanları anlamaya çalış. Biz Allah'ın kitabını insanlara kıyasla değil insanların hallerini Allah'ın kitabını ölçü alarak değerlendirmemiz lazım. Son model harika bir arabayı kullanılamaz hale getirdiyse birisi o arabanın değil kullananın suçudur bunu unutma.
Uzunca bir yazı oldu aslında seninle sohbet edebilirdim lakin senin gibi düşünen sadece sen değilsin belki bir hizmet olur düşüncesiyle yazdım. Umarım buraya kadar gelmişsindir, bundan sonra sana ancak şunları söyleyebilirim: Elbette ki sana başını aç rahatla diyemem çünkü rahatlayamayacaksın. Bir sınır yoksa hiç sınır yoktur. Çünkü bunu yaptıktan  sonra Allah'ın sana çizmiş olduğu sınırla değil toplumun sana çizdiği daha sonra benliğinin sana çizdiği sınırlarla boğuşacaksın. Hayat boşluk kaldırmaz.
Kaldı ki nasıl bunu diyebiliriz ki seni tehlikeye düşürecek bir şekilde elbette ki seni gerçekten seven hem dünyanı hem ahiretini düşünen hiç kimse de sana bunu söylemeyecektir. Senden sonra geleceklere güzel bir öncülük etme şerefi varken kendin günahımızla birlikte başkasının günahını da yüklenme riskine niye katlanalım ki?  Hem de bizim ne dünyada ne de ahirette iyiliğinizi istemeyen birinin (şeytan) telkinleriyle.
Bu konuda son olarak iki tavsiyem olacak sana, biri kendine rabbinin emirlerini önceleyen insanlardan oluşan bir çevre edin çünkü iyi insanlarla birlikte olmak kadar kalbe şifa bir şey yoktur. şu anda iki kişi olmanız sorun değil peygamberimiz de başta kalbalık bir çevreyle başlamadı. 
İkinci ve daha önemli bir tavsiye:
"Bir haram işliyorsan ve onun haram olduğunu bildiğin halde onu terkedemiyorsan şu duaya devam et

اللهم احْرِمْنِي لَذَّةَ مَعْصِيَتِكَ وَارْزُقْنِي لَذَّةَ طَاعَتِكَ
“Allahım Masiyetinin lezzetini bana haram kıl ve beni itaatının lezzeti ile rızıklandır.”

( Şeyh Şaravi )

Rasûlullah ﷺ şöyle duâ ederdi: 

“Allahım! seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmekte bize yardım et.” (İbn-i Hanbel,II, 299)

Dualardan biri haramdan uzak durmak, biri de bize zor gelen kulluğun kolaylaşması için şifa olur umarım.

Sevgili yavrum sana teşekkür ediyorum böyle bir hayra sorularınla sebep olduğun için. Umuyorum ki sorularla açmış olduun bu kapı şu anda kafası karışık diğer hanım kardeşlerimiz için de aydınlanmaya sebep olur ve umarım ki rabbinin razı olduğu kararı verebilirsin. Bundan sonrası için ancak sana şunu diyebilirim başını açsan elbette sana düşman olmayacağız seni ötelemeyeceğiz. Ki bunu hiçbir müslüman kardeşimize yapamayız elbette. Hele de Rasululullah sallallahu aleyhi ve sellem "Kardeşinizi kötü söz ve dışlamayla şeytanın kucağına iterek şeytana bu hususta yardımcı olmayın" demişken. Ama bu seni gerçekten sevenleri üzüp ahirette kaybetmeni isteyenlere ise bir ümit kapısı açacak artık kimi sevindirip kimi üzdüğüne kâr zarar hesabı gözüyle bir bak...
Allah'a emanet ol. Örtülü ya da örtüsüz bu ümmetin tüm hanımefendilerinin hayatları boyunca Haktan ayrılmaması ve rabbimizin razı olduğu emirleri rıza ile uygulayabilmeleri duasıyla selamün aleyküm.

HAKTAN BİLEN

not;Konuya dair daha geniş bilgi için aşağıdaki yazıyı da  okumanızı tavsiye ederim
https://www.haktanbilen.com/carsaf-mi-tunik-mi-tesettur-nedir

Seviker
Yükleniyor...