Soru:
Hayırlı günler Hocam Ramazanınız mübarek olsun Rabbim hakkını verebilmeyi hepimize nasip etsin ben yıllardır elimden geldiği kadar ramazada Kuran ı hatim ederim ama bu yıl 1 yaşında bebegim var bugün cüz e başladım hızlı okumak zorunda kaldım sanki içime hiç sinmedi daha öncelerde aklıma takılan yerleri mealden okur anlamaya çalışırdım ama çok huzursuz oldum bugün sonra kendi kendime  hızlı okuduğum ve anlamadan geçtiğim için bir anlamı yok dedim acaba bana şeytan vesvesemi verdi ?

 Cevap:
Öncelikle değerli kardeşim bebeğinizi Allah bağışlasın salihlerden eylesin

 Evet dediğiniz gibi biraz eksik bir düşünce olmuş benim size tavsiyem yine arapça hatiminizi bitirin. Çünkü Ramazan'da Kur-an'ı baştan sona okumak kuvvetli bir sünnettir. Çocuklar küçükken elbette arzu ettiğimiz birçok güzelliği daha kısıtlı yaptığımız ya da ertelediğimiz gibi bu okuma noktasında da öyle olabilir fakat Allah Rasulü'nün çocuğu küçük olan ve bu yüzden birçok fırsatı kaçırdığını zanneden annelere söylemiş olduğu müjdeler bu noktada en büyük tesellimizdir.
Taberani'de geçen bir hadis-i şerifte Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem

"Bir kadın kocası kendisinden razı olduğu halde hamile kaldığında hamilelik günleri geceleri namazlı gündüzleri oruçlu geçen günler gibidir. Doğum yaptığı esnada kendisine nelerin hazırlandığını gök ehli dahi bilmez. onu emzirmesine gelince çocuğun çektiği her süt yudumu bir can diriltmek gibidir." Buyurmuşlardır. Aynı hadisin Nesei'de geçen rivayetinde kadınlar Allah Rasulüne gelip;
Ya Rasulallah erkekler cihatla ve mallarından infak ederek sevapları alıp götürdüler ya bize ne kaldı diye sormaları üzerine Allah resulü Yukarıdaki hadis-i şerifi irad buyurmuşlardır. Ve umarız ki bu cümleler kaçırmış olduğunu zannettikleri sevapları telafi edecek şekildedir.
 Her birimizin sevap kazanacağı kulvarlar farklı olabilir. Biz, okuyamıyoruz, anlatarak kardeşlerimize yardımcı olamıyoruz diye üzülürken belki bir başka kardeşimiz çocuk sahibi olmak konusunda sizin düşündüklerinizi düşünebilir ve bir bebeği olmadığından dolayı üzüntü çekiyor olabilir. Halbuki her iki durumda da üzülmek yerine o anda durum neyi gerektiriyorsa onu yapmak doğrudur. Allah bize çocuk yetiştirmeyi takdir ettiyse çocuk yetiştirmek, takdir etmediyse ümmetin çocuklarına sahip çıkmak bu konuda kendimizi üzüp yiyip bitirmekten daha doğru bir davranış olur.
 Anlamak konusundaki tavsiyem ise sorunuzdan anlamadan hızlı okumak içime sinmiyor dediğiniz için kısaca şöyle değineyim;
  Gözle okumak sadece okumanın bir çeşididir Bir de kulakla okumak vardır dinlemeyi tavsiye ederim size. Bugün Elhamdülillah bir dokunuşta tefsir hadis fıkıh sohbetleri elimizin altında şükürler olsun. Çocuklarla herhangi bir aktiviteye katılamıyorum nereye gitsem problem çıkıyor kendimi veremiyorum diye kahrolmak yerine biraz büyümelerini bekleyip onların bu yaşlarının tadını çıkarmaya bakalım. Tabii dinlemenin bize katacağı şey sessizce okuduğunuzda sadece siz faydalanırken dinleyerek  çocuğunuzun kulağına girmiş o da dinlemiş olacaktır. Kulak aşinalığı bebeğimiz açısından çok önemlidir. Henüz süt yaşında bir çocuk o dönem duyduğu şeyleri yıllar geçsede unutmayacak bilinçaltına işlenecektir. Bazen anneler kendisi adına doğru olanı yaptığını düşünerek şu  hataya düşebiliyor.Çocuk uyusun namazımı ondan sonra güzelce kılayım, çocuk uyusun Kur'an'ımı okuyayım sakin kafayla kendimi vereyim Fakat burada kaçırılan nokta; çocuk ibadet eden, okuyan bir anne görmeden büyüyor. Çünkü o uyanıkken anne başka şeyler yapıyor hayat bu gibi geliyor çocuğa, o uyurken yapılanları da çocuk görmediğinden dolayı zihnine kazınan bir anne modelini siz düşünün. Hayat temizlik, gezme tozma, misafir ağırlama ve benzeri işlerden ibaret gibi gelecektir. O yüzden hayatın her alanını çocuğumuzla yaşadığımız gibi ibadet alanını da çocuğumuz da birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekir Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellemi bir hatırlayalım mescidde omuzuna çıkan torunlarını hutbedeyken inip onları sevmesini ağlayan bir çocuğun sesini duyup namazdaki kıraati kısa tutmasını... Örneğin mescitteki sahabelerden hiçbiri bu çocuklu kadının ne işi var burada dememiştir. Sabah namazında yaklaşık 80 ayet okuyan bir peygamber 6 ayetlik Nas suresi ile namazı tamamlamış lakin çocuklu kadınlar mescide gelmesin evde kılsınlar dememiştir. Fakat bugün değil mescidde evlerimizde dahi çocuklar namaz kılan bir anne görmeden büyüyorlarsa bir yerde hesap hatası yapıyoruzdur. Bütün bu bilgiler bize hayatın çocukla nasıl şekilleneceğine dair ipuçları veriyor.

Sözün özü: Ramazan'da nasibine küçük bir bebek ya da çocuklarla uğraşmak düşen kardeşlerimiz öncelikle onların zihinlerinde ruh dünyalarında güzel Ramazan hatıraları bırakmak, yapamadığı yetişemediği okumalar ve nafilelerden dolayı hem kendini üzmek hem çocuklarını yıpratmak yerine onlarla birlikte yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışmak sanki asıl vazifesi o okumaları yetiştirmek, mukabelelerden eksik kalmamakmış gibi davranmak yerine asıl vazifesinin Allah'ın ihsan ettiği o çocukları zayi etmeden gücü nispetinde hep birlikte bu işi götürebilmek olduğunu unutmamalıdır.
Şu anda böyle bir birliktelik oluşturabilirsek onları ihmal etmeden haklarına girmeden belki ileride bu işi hep beraber yapabilme ikramı ile muhatap oluruz inşaallah.

Şu hadisi şerifi hiç unutmayalım ne zaman çocuklar konusunda bunalsak yetiştiremediğimiz nafilelerin üzüntüsü çökse içimize hep teselligahımız olsun. ''Ebu Hüreyre radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre sahabilerden biri: "Ya Resûlallah! Falan kadının nâfile olarak çok namaz kıldığından, çok nafile oruç tuttuğundan ve çok sadaka verdiğinden bahsediliyor, şu kadar var ki diliyle komşularını incitiyor" dedi. Peygamber Efendimiz: "O kadın cehennemliktir" buyurdu. Sahâbî: "Ya Resûlallah falan kadının da nâfile olarak az namaz kıldığından, az nâfile oruç tuttuğundan ve az sadaka verdiğinden bahsediliyor, şu kadar var ki diliyle komşularını incitmiyor" dedi. Peygamber Efendimiz: "0, cennettedir" buyurdu.''  Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 440

Yazının başında da belirttiğim gibi Allah sizi, çocuğunuza ve ümmetin çocuklarına saliha bir örnek kılsın.. Salih ve sağlıklı bir ömür ikram eylesin. Bu işin henüz bilincinde olmayan anne babalara da o emanete en güzel şekilde bakmayı, sahip çıkmayı nasip etsin.

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere
Haktan Bilen.