Bakara Suresi 227. ayetin tefsiri
اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
وَاِنْ عَزَمُوا الطَّـلَاقَ فَاِنَّ اللّٰهَ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌ
Boşamaya karar vermiş olurlarsa, şüphe yok ki Allah her şeyi işitir ve bilir.
Bakara suresi 227. ayet
Burada ayrılığın onarıcı ya da netleştirici yönünü görüyoruz.Bir önceki ayetin sonu Allah çok bağışlayıcıdır ve çok merhametlidir cümlesi ile biterken bize de yemin etme sebebi iffet meselesi gibi mahrem bir konu olmadıkça bağışlayıcılığın daha ön planda olması gerektiği hatırlatılarak bitmişti. Bunu peygamber aleyhisselamın şimdi zikredeceğimiz rivayetlere göre uygulamasına bakarak örneklendirebiliriz.
Hz. Âişe'den nakledilen, "Resûlullah eşlerine îlâ yaptı ve kendisine helâli haram kıldı. Arkasından da haramı helâl yaptı ve yeminden dolayı kefâret verdi" (Buhârî, "Nikâḥ", 91, 92, "Ṭalâḳ", 21; Tirmizî, "Ṭalâḳ", 21; Nesâî, "Ṭalâḳ", 32) Şeklindeki rivayet ve bu olayın ayrıntılarıyla ilgili hadisler îlânın meşruluğunun diğer delilleridir. Sade bir hayat yaşayan Hz. Peygamber eşlerinin bazı maddî taleplerinden dolayı üzülmüş ve îlâ yaparak onlardan bir ay uzak kalmıştır. (226. ayette koz olarak kullanmaktan kastımızın bir örneği ... Değersiz için değerliyi üzmek ''o dünyalık bizim eve girecek'' diye en mahrem ihtiyaçları kullanarak sözüm ona dediğini yaptırmak ) Daha sonra nâzil olan Ahzâb sûresinin 28-29. âyetleriyle Resûl-i Ekrem'in hanımları, müreffeh bir hayat yaşamak üzere kendisinden ayrılmak veya Allah'ı, resulünü ve âhiret hayatının güzelliklerini tercih etmek hususunda serbest bırakılmış, bunun üzerine onlar da isteklerinden vazgeçerek Hz. Peygamber'le yaşamayı tercih etmişlerdir.
Evet bu ayrılığın onarıcı yönüdür . Fakat her zaman böyle sonuçlanmayabilir. Ayrılığın onaramadığını ısrarla devam ettirmek zaman kaybı ile de sonuçlanabilir. Yokluğunda hiçbir şey değişmiyor ya da varlığı yokluğu bir hatta yokluğu daha güzel ve bu durum bu yemin sürecinde de ispatlanmışsa boşanmaya bir adım daha yaklaşılmış demektir.
Tabii hem buna karar vermek hem de nikah fıkhını da talak yani boşanma fıkhını da bilerek uygulamak için hadis kitaplarının nikah ve talak bölümüne müracaat edilmelidir. Gerçekten gerçek sebeplerle mi bu işe kalkışılıyor yoksa yapay gündemler basit meselelerden dolayı mı bu işe kalkışılıyor doğru karar vermek lazım.Tam da sözün burasında bir hocaya boşanma düşüncesiyle gelen bir çiftin hocanın bir ay boyunca ikisi birlikte ihtiyaç sahibi ailelere yardımda bulunup bu süreçte kararlarını gözden geçirip bir ay sonra tekrar görüşme tavsiyesi almalarından bahsedeyim.hocanın tavsiyesine uyup Bir ay boyunca ikisi birlikte ihtiyaç sahibi ailelere yardım için kollarını sıvarlar bir ay sonra hocanın yanına geldiklerinde cevapları şu olur meğer ne kadar sudan sebeplerle birbirimizi incitmişiz bir yanda kanser çocuğuna ilaç parası bulamayan aileler varken biz tatili hangi otelde geçireceğimizi tartışmışız...
Mutlaka ciddi sebepleri olan aileler vardır ki Allah boşanma kapısını kapatmamıştır. Fakat bu konuda hem dikkatli düşünmeli hem de o kararı verirken çok hassas davranılmalıdır. Çünkü eşler boşansa da çocuklar anne babalarını boşayamazlar. Hakikaten bu tür bir ayrılığa değecek sebepler midir sebeplerimiz tekrar gözden geçirmeliyiz. Tabii bu ayeti kerimenin Rabbimizin işiten ve bilen anlamına gelen iki ismi ile bitmesinden anlıyoruz ki boşanmaların gerçek sebebini Allah bilir. Çünkü bizim bilmediklerimizi bilen,duymadıklarımızı duyan O'dur. O yüzden kimsenin boşanma sebebi hakkında bir diğerine ileri geri konuşma lüksü olamaz olmamalıdır.
Efendimiz Aleyhisselam'ın evinde hizmetlisi Berre ve eşi, Zeyd Bin Harise ve eşi bize gösteriyor ki insanlar kötü oldukları için boşanmayabilirler. İyi insanların da birbirine uymayan yönleri olabilir. İç yüzünü bilmediğimiz konularda insanlar hakkında hüküm vermekte acele etmemek gerekir.
Tabii burada dikkat etmemiz gereken en önemli husus Allah azze ve celle Kur'an'da iki gemi örneği verir. Biri Hz Nuh'un gemisi biri de hazreti Yunus'un bindiği gemi. Ve bu iki gemiden Nuh aleyhisselamın gemisine binenler yol almış ve sahili selamete çıkmışlardır çünkü ellerinden geleni yapmış geriye dönüp baktıklarında şunu da yapsaydım belki düzelirdi diyebilecekleri bir boşluk bırakmamışlardır. Fakat Yunus Aleyhisselam azabın inişine sadece birkaç gün kala acele davranmış O da bir gemiye binmiş fakat binmiş olduğu gemi onu denize atmıştır. Şimdi boşanma kararı alan herkes bu iki gemi örneğini gözünün önünde tutarak karar vermek zorundadır yapabileceğim her şey bitti mi? Yoksa hala deneyebileceğim yollar var mı gemiye sığınmamız ya da gemiden atılmamız sahili selamete çıkmamız ya da balığın karnına düşmemiz bu sorunun cevabına bağlıdır.Toplum veya çevre hatta bizzat kendimiz belli bir vakte kadar bizi haklı görebilir lakin bir vakit sonra pişman olmamak için temkinli davranıp acele karar almadan üstüme düşen herşeyi yaptım her yolu denedim diye bilmek lazım.
Ve ayeti kerime İşiten ve Bilen isimleriyle noktalanır.Her iki tarafa da mesaj verir boşanacak olan taraflara ; Allah söylediklerinizi işitiyor fakat kalbinizden geçenleri de biliyor ikisi birbirini tasdikliyor mu gerçekten? Diye sorarken boşanmalar hakkında ileri geri konuşanlara da içeride yaşananları Allah işitir ve bilir Siz %100 işitip bildiniz mi diye sorar. Ve yine taraflara son soru Rabbimizin bu iki güzel ismi üzerinden Allah işitir birbirinize tüm söylediklerimizi Allah işitir birbiriniz hakkında dışarıya söylediklerinizi de Allah işitir vicdan terazisinde gizlediklerimiz var mı ya da parmağınızı terazi kendi menfaat köşesine bastırıp bastırmadığınızı sırf haklı çıkmak için olmayan şeyleri söylediğinizi ya da olanları abarttığınızı tarafların kadın ya da erkek olması fark etmez. Yine Allah "bilir"gönlünüzden geçeni buna rağmen dilinize ne döktüğünüzü...
Şimdi bu iki ism-i celil üzerinden boşanmayı düşünen taraflarda karar almak için istişare ettiği taraflarda tekrar düşünüp arı duru net bir karar almak için ayeti kerimeyi bir daha gözden geçirsin.
Bakara 228 in tefsirinde buluşmak üzere
Allah'a emanet olunuz
Haktan Bilen